9786059378154
445435
Halname 2016
Halname 2016
67.50
“Vicdanı olan delirir,” dedi Recep. Sakindi. Semavere sığmayan odunlara ulaşmıştı ateş. Kalkıp maşayla toparladı. İnşaata inen dimdik bayırın başına göz attıktan sonra karşıma, sandığın üstüne oturdu gene. “Dinlemiyorlar zaten, deli diyorlar bana,” diye fısıldamıştı kulağıma. “Depremde Van'daydım. Yerle yeksan olmuştu memleketim tastamam. Hiç düşünmeden koştum kurtarma çalışmalarına katılmak için ben de.” Güç kuvvet yetmiyordu beton yığınlarını kaldırmaya. Ufak ufak beton dağlarıydı binalar. Sesler duyduk. İlk günler gürdü, cılızlaştı, sustu en sonunda. Greyder getirdiler, beton dağlarındaki mağaralara ulaşmak için. Ulaştı da mendebur. Enkazı oradan alıp öteye bıraktı. Kolların, bacakların, gövde parçalarının beton artıklarının üzerinde rozet misali takılı olduğunu gördüğümde bitti. Ben bittim. Oraya kadarmış. Aklım da enkaza asılı kaldı bir başka rozet gibi. Vicdanı olan delirmez de ne eder?” (...) Gerisi hikâye: Kitap sayfalarında. Yere üfledi sigara dumanını Deli Recep; tükürürcesine. “Memlekette bir kedim vardı, biliyor musun? Bir gözü çam balı rengi diğeri çağla bademi.” “Benim de var kedim,” dedim. “Bir gözü yosun yeşili, diğeri yok!” Deli Recep'e evvela mahsus selam ederim. Mehmet Ali, Harun, Hurdacı Ramazan, Deli Musa, Marslı Iğaluk, denizde boğulan mülteci çocukları kıyıp yiyemeyen balık, avcıların elin-den kurtulan fil, sirkten kaçan aslan, atlıkarıncadan firar eden at, Midilli'de kaybolan sığınmacı kedi Kunkuş, çitlembik ağacı, tilki Nazlıcan, Ümraniyeli kanguru Saffet ve aynı kubbe altında yaşadığımız nice canlının tanıştırdığı, tanışmamıza vesile olduğu diğer ete kemiğe bürünen tüm kahramanlarıma teşekkürlerimle… (Tanıtım Bülteninden)
  • Açıklama
    • “Vicdanı olan delirir,” dedi Recep. Sakindi. Semavere sığmayan odunlara ulaşmıştı ateş. Kalkıp maşayla toparladı. İnşaata inen dimdik bayırın başına göz attıktan sonra karşıma, sandığın üstüne oturdu gene. “Dinlemiyorlar zaten, deli diyorlar bana,” diye fısıldamıştı kulağıma. “Depremde Van'daydım. Yerle yeksan olmuştu memleketim tastamam. Hiç düşünmeden koştum kurtarma çalışmalarına katılmak için ben de.” Güç kuvvet yetmiyordu beton yığınlarını kaldırmaya. Ufak ufak beton dağlarıydı binalar. Sesler duyduk. İlk günler gürdü, cılızlaştı, sustu en sonunda. Greyder getirdiler, beton dağlarındaki mağaralara ulaşmak için. Ulaştı da mendebur. Enkazı oradan alıp öteye bıraktı. Kolların, bacakların, gövde parçalarının beton artıklarının üzerinde rozet misali takılı olduğunu gördüğümde bitti. Ben bittim. Oraya kadarmış. Aklım da enkaza asılı kaldı bir başka rozet gibi. Vicdanı olan delirmez de ne eder?” (...) Gerisi hikâye: Kitap sayfalarında. Yere üfledi sigara dumanını Deli Recep; tükürürcesine. “Memlekette bir kedim vardı, biliyor musun? Bir gözü çam balı rengi diğeri çağla bademi.” “Benim de var kedim,” dedim. “Bir gözü yosun yeşili, diğeri yok!” Deli Recep'e evvela mahsus selam ederim. Mehmet Ali, Harun, Hurdacı Ramazan, Deli Musa, Marslı Iğaluk, denizde boğulan mülteci çocukları kıyıp yiyemeyen balık, avcıların elin-den kurtulan fil, sirkten kaçan aslan, atlıkarıncadan firar eden at, Midilli'de kaybolan sığınmacı kedi Kunkuş, çitlembik ağacı, tilki Nazlıcan, Ümraniyeli kanguru Saffet ve aynı kubbe altında yaşadığımız nice canlının tanıştırdığı, tanışmamıza vesile olduğu diğer ete kemiğe bürünen tüm kahramanlarıma teşekkürlerimle… (Tanıtım Bülteninden)
      Stok Kodu
      :
      9786059378154
      Sayfa Sayısı
      :
      496
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2017-01
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      2. Hamur
  • Taksit Seçenekleri
    • Maximum Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      67,50   
      67,50   
      2
      35,10   
      70,20   
      3
      23,85   
      71,55   
      6
      12,15   
      72,90   
      9
      8,25   
      74,25   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat